bir gerçeğin mahmurluğuydu sabahın o derin uykusundan uyanmak ve uyanmak lazımdı bir yerde. görmek ve bilmek gerekti gerçeğin gereğinde.
sus pus olmuş akşamların cır cır böceğiydi o ikindilerde öten ses. ve alacakaranlığın ortasında yalnızlığa oynuyordum, bir dramın solmuş perdelerinde, tahtaları kırılmış sahnelerinde.. oynanan oyunun gözyaşları buğulu gözlerin ardındaki aydınlığın hüsranıdır, geçmiş rolünü oynamıştır.
ve gezerken sokak sokak, ararken kaçarken cadde cadde rastladığım çocuğun hayal dünyasıdır şuan yaşadığım mutluluk. ve o çocuk sahte yüzlere inat en mutlu gerçeğimdir. bulduğum en muhteşem gerçek..