Pages

18 Ağustos 2010 Çarşamba

gözlerinin içine bakarak öğrendim ben
susmayı..

heceleri o zaman kaybettim
yutkunurken bir aşkı boğazımdan

kelimeleri seni ararken unuttum
kalbimin art arda iki kere çarpmasını dinlerken..

cümleler kurmayı
seni düşlerken başarabildim sadece
gözlerinde kelimelere anlamlar yükleyerek

ben sende susmayı öğrendim sadece
sessizliğin anlamlarını çözmeni bekledim
usul usul düş gecelerimde

hecelerden kelimeler
kelimelerden cümleler oluştuğunu
ismini sayıklarken öğrendim
bir kabus desem, kabus değil
bir rüya desem...

her ilk hecenin seninle başlayıp
noktasında seninle bitmesini sevdim ben
alfabeyi seninle yazdım
baştan sona..

harf harf seni bekledim sevgili
uykusuz sebeplerimin düş gecelerinde..

şiirleri eskittim sevgili yokluğunda
kelimelerini çaldım ünlü şairlerin
ve aslında çokça yokluğuna kaldırdım kadehi,
umudun biraz şarap tadında
birazda sen kokusunda olduğunu bilerek..

ve sevgili,
ben sadece susmayı öğrendim gözbebeklerinde
damla damla..
aşkımın falezleridir
intihar süsü verilmiş ölümlerim
atlamaya meyilli..
her yanımdan kan sızıyor
çığlıklarım sessizliği çağırıyor
acılarım susmaya niyetli
bütün baş ağrıları, sancılar
bütün ölümcül silahlar
içimde patlayan vaveylalardır
sessiz sessiz öldürmeye hevesli

Prenses,
ben ölürken
kimin kokusunda yaşarsın baharı
kimin elleriyle buluşur ellerin
hangi demli öpücüklerde
tadarsın aşkı
bilmem..
fakat her dokunuşunda başkasına
bir başkasına
içimde yankılanır kokusu mutluluğunun
ve gözyaşlarımı akıtır bu sevda bilmeden, istemeden
ve gözlerim her sabah
her akşam, her aşkta
her susuşta
kızıl rengi sabahı
kızıl rengi ufku andırır
bakışlarım uzaklarda, kederli..